23/05/2007
"QUİNZAİNE DES RÉALİSATEURS" BÖLÜMÜNDE ÖNEMLİ KEŞİFLER
Jean-Luc Douin /Le Monde
Türk Semih Kaplanoğlu'nun, Yumurta adlı filminde Latin Avrupa'nın büyük
yönetmenlerinin hüzünlü dinginliklerini taşıyan büyüleyici bir şeyler var. Bir şair, annesinin öldüğü çocukluk evine geri
dönüyor, kendisini kuzeni olduğunu sonradan öğrendiği genç bir kız
karşılıyor. Annesinin ev işlerine yardımcı olan bu genç kız, genç şaire
annesinin bir vasiyetini iletiyor ve bunu yerine getirmesini istiyor: Bir
koçu kurban etmek.
Sessizliğe ve bakışlara odaklanan ve daha çok iç dünyaları yansıtan film,
geçmiş zamana, kaybolan zamana, aileye karşı duyulan suçluluğa ve çocukluğun
geçtiği mekânlara yeniden kavuşmaya ilişkin heyecanları tazeleyen bir
hikâyeyi anlatıyor. Genç erkekle genç kadın arasında gündelik davranışlarla
doğan gizli suç ortaklığını yansıtıyor. Kahvaltı sofrasındayken veya bahçede
tavuğun yumurtasını ararken, arabada ve hatta kendilerini ortasında
buldukları bir köy düğününde adım adım birbirlerine doğru çekilmelerini
izliyoruz. Aslında fiziki olarak birbirlerinden uzaklaşsalar da, kalp
atışlarını hızlandıran bu çekim, gözlerinden okunuyor.
|