News
Synopsis
Storyboard
Trailer
Director
Credits
Technical Info
Ödüller
Credits
Press
Photographs
Cannes
Awards
Vizyon
DVD
Angel's Fall
YUMURTA /BASINDAN


11/2007
YUMURTA ZAMANIN GEÇİŞİ, ANNE EVİ VE EVRENİN GİZLİ PLANLARINA DAİR...
Burcu Aykar Şirin /Total Film

HİKAYE: İstanbul'da bir sahaf dükkanı olan Yusuf annesinin ani ölümü üzerine memleketi Tire'ye gider. Veraset işlerini halledip geri dönmeyi planlamasına rağmen bir türlü yola çıkamaz. Annesiyle yaşayan uzaktan akrabası Ayla adlı genç kız, annesinin bir adak adadığını, Yusuf'un bunu yerine getirmesi gerektiğini söyler. Önce bu fikre direnen Yusuf sonunda bunu yapmaktan başka çaresi olmadığını görür.

Yusuf'un annesinin sisler arasından bir başka aleme yürümesiyle başlıyor hikaye.  Bundan sonra tüm evren Yusuf'u "yumurtadan çıktığı" yere itiyor adeta. O her ne kadar dirense de, uzun zamandır adım atmadığı bu topraklarda fazla vakit kaybetmek istemese de, bir güç var onu Tire'de tutan. Demek ki, diyoruz, Yusuf geri dönmeli, büyüdüğü yeri yeniden keşfetmeli. Tamamlaması gereken bir çember belki de bu; ancak başladığı yere döndükten sonra yoluna/yolculuğuna devam edebilecek.
Çocukluğunun geçtiği eve adım attığında yıllardır aynı yerde duran, ona her gördüğünde aynı hisleri yaşatan objeler, süs eşyaları, mobilyalarla kuşatılıyor Yusuf. Hiç değişmedikleri için güvenlik hissi veren ama aynı zamanda da insanı boğan bir etkileri var. İstanbul'daki sahaf dükkanının karmaşıklığı ve karanlıklığıyla tezat oluşturan bir şekilde düzenli, aydınlık, yeşil duvarlarıyla renkli bir ev bu- sanat yönetmenliği iki dünyayı keskin bir şekilde ayırıyor. Bir yanda, gecenin köründe içeri seksi bir kızın gelip kitap arayabileceği, olanakların sonsuz olduğu bir dünya; içkisi şarap. Diğer yanda ise anne evinin dayattığı, tanıdıklıktan doğan sonsuz güven hissiyle dolu bir evren; içeceği çay. Yusuf'u uzaklarda bir "büyük şehir"e kaçıran da bu güvenliğin sıkıcılığı muhtemelen. Taşradaki bu evin ritmine ayak uydurabilmesi için önce Tire'den gitmesi, ancak annesinin ölümüyle aralarındaki kısıtlayıcı bağdan kurtulduktan sonra geri dönmesi gerekiyor. Evini yeni bir gözle görebilmek için, rüyasındaki gibi "yumurtası kırılmalı". 
Zamanın taşrada, kendi haline bırakılmış, dolayısıyla doğal, mükemmel ve "tam" anlar halinde akması gibi ilerliyor Kaplanoğlu'nun filmi de. Sade oyunculuklar, bin hikaye anlatan mekanlarla olabildiğince gerçeğe yakın "an"ları oluşturmak için buluşuyorlar. Kamera karakterlerin yüzlerine, bakışlarına odaklandığında diyaloglarla anlatılamayacak olanları hissettirmenin derdinde. İnsanın kendini tuhaf hissettiği durumları, çok basit gibi görünen ama belki de ilişkilerin sırrının gizli olduğu günlük gerilimleri ortaya koymada hem senaryonun, hem oyuncuların, hem de oyuncu yönetiminin başarısından söz etmek gerek. Zamanlamaları gerçek hayatın tutukluklarını, suskunluklarını ve atılımlarını yansıtıyor; gerçeklik duygusu iliklerimize dek işliyor. Kimi yerde cuk oturan tek bir sözcük gerçekten komik bir an yaratmaya yetiyor, kimi zaman da kısa bir diyalog anne-babayı yabancılardan dinlemenin hüznünü, en yakındakilerle ilişki kurmanın zorluğunu bir yük gibi insanın omuzlarına bırakıyor. Yumurta, sabit bir kamera, sade bir dil, ekonomik bir anlatımla yaşamın hem ne denli basit hem de ne kadar derin olduğunu kavrama ustalığını gösteriyor.

Şehirli birine durmuş gibi gelse de aslında olması gerektiği gibi ilerliyor taşrada zaman. İnsana var olduğunu hissettiren, hayatı sindire sindire yaşamasına olanak veren bir akış bu. Yusuf'un şehirsel endişeleri de para etmiyor burada; "Yola çıkmam gerek"gibi gereklilik kipleri, "Sürü sabaha gelir" gibi engellere takılıyor. Tıraş olurken berber koltuğunda uyuyakalınan türden bir dünya Yusuf'un kendini bırakmaya karar verdiği. Bir otlakta onu esir alan köpek karşısındaki çaresizliği, hayatın ve ölümün işleyişi karşısında hissettiği çaresizlik aslında ve bu duygu onu belki de ilk defa annesinin ölümüne ağlatıyor. Ağlamayla gelen özgürleşme sonrasında da yolunu sezgileriyle buluyor . O ana dek insan kendini Yumurta'ya teslim etmiş oluyor zaten, bir de kendini Yusuf gibi akışa bırakası geliyor.
Copyright Kaplan Film Production © 2009