Şair Yusuf annesinin ölüm haberini alır ve yıllardır uğramadığı
kasabadaki çocukluk evine geri döner. Bakımsızlıktan harap düşmüş bir evde
onu genç bir kız, Ayla beklemektedir. Yusuf beş yıldır annesi ile yaşayan
bu uzak akrabadan habersizdir...
Ayla'nın Yusuf'tan bir isteği vardır. Zehra'nın ölmeden önce adadığı adağı
oğlu Yusuf yerine getirmelidir. Taşra hayatının durağan ritmi, eski
sevgili, dostlar ve hayaletlerle dolu mekanlar ve içini kaplayan suçluluk
duygusu yüzünden karşı koyamaz. Ve Ayla ile Yusuf üç-dört saat
uzaklıktaki bir yatır türbesinde yapılacak kurban kesimi için yola
çıkarlar.
Kurbanlığın seçileceği sürünün bulunamaması yüzünden geceyi bir krater
gölünün kenarındaki otelde geçirirler ve katılmak zorunda kaldıkları
düğünün atmosferi Yusuf'la Ayla'yı birbirlerine yaklaştırır.
Yağan ilk kar suçluluğu örterken, koçun kurban edilişi Yusuf'un kaderini
değiştirecek midir?
|